
Osman Hamdi Bey, 30 Aralık 1842 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Beşiktaş’ta ilkokula başlayan, daha sonra da “Maarif-i Adliye” okuluna devam eden Osman Hamdi Bey 1857 yılında hukuk eğitimi için Paris’e gönderildi. Burada ünlü ressamlardan özel dersler alarak iyi bir resim eğitimi gören Osman Hamdi Bey, bunların yanı sıra arkeoloji dersleri de aldı.
1869 yılında ülkesine dönen Osman Hamdi Bey, devletin üst kademelerinde çeşitli görevler aldıktan sonra 11.09.1881 tarihinde Müze-i Humayun (İstanbul Arkeoloji Müzesi) Müdürlüğüne atandı. Müze müdürlüğü sırasında müzedeki eserlerin sınıflandırılmasını ve kataloglarını yaptırdı. İl memurlarına gönderdiği bildirilerle eski eserlerin önemini ve korunmaları gerektiğini anlatmaya çalıştı.
Osman Hamdi Bey’in önemli hizmetlerinden biri de Türk müzeciliğinin gelişmesini sağlayan 1884 tarihli Asar-ı Atika Nizamnamesi’nin (Eski Eserler Kanunu) hazırlanıp yürürlüğe konmasındaki çabalarıdır. Bu kanun, eski eserlerin devlet malı olması ve yurtdışına çıkarılamayacağı esasına dayanır. Daha sonra bazı maddelerinde yapılan ufak tefek değişikliklerle Cumhuriyet döneminde bile uzun yıllar kullanılmıştır.
Osman Hamdi Bey’in diğer bir önemli hizmeti de, sadece güzel sanatlar konusunda eğitim verecek bir kültür kuruluşunu, “Sanayi-i Nefise Mekteb-i Ali”sini kurması ve müdürlük görevini üstlenmesidir. 03.03.1883 tarihinde öğretime başlayan ve 1928’de “Güzel Sanatlar Akademisi” adını alan bu kurum, 1982’de Mimar Sinan Üniversitesi’ne dönüşmüştür.
Ressam olarak sağlığında üne kavuşan ve “ressam-ı şehir” (ünlü ressam) diye anılan Osman Hamdi Bey, Türk resim sanatında önemli bir yere sahiptir. Eserlerinin büyük çoğunluğunu figürlü kompozisyonlar ve portreler oluşturur. Türk resminde insan figürlü kompozisyonları ilk kullanan ve kadın konusunu ilk işleyen kişidir.
Oluşturduğu kültür kurumları ile çığır açan Osman Hamdi Bey’in sayesinde ülke büyük bir Arkeoloji Müzesi, zengin bir Arkeoloji Kütüphanesi ve Güzel Sanatlar Akademisi kazandı. Yarattığı bu kültür kurumları nedeniyle birçok Avrupa devleti kendisine doktorluk unvanları, madalya ve nişanlar verdi.
Tükenmek bilmeyen bir enerji ile bütün hayatı boyunca durmaksızın çalışan Osman Hamdi Bey, açmayı tasarladığı ilk resim müzesi hazırlıklarına başladığı bir sırada 24.02.1910 tarihinde Kuruçeşme’deki yalısında öldü. Ölümüne İstanbul’un önemli dergi ve gazetelerinin yanı sıra Alman, Fransız ve İngiliz basını da geniş yer verdi. Muhteşem bir törenle kaldırılan cenazesi, vasiyeti üzerine Eskihisar’a gömüldü.
Osman Hamdi Bey’in planlarını kendisinin çizdiği İzmit, Gebze İlçesinin Eskihisar köyündeki evi, 1987 yılında müze olarak ziyarete açıldı.
ESERLERİ
KAPLUMBA TERBİYECİSİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder